Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler'de Haluk Mimaroğlu, Cilicia Valisi Cicero’nun Cilicia Mektupları'nı ve diğer eserlerini tanıtıyor.
Ben Haluk Mimaroğlu. Kızım Gülnar ile birlikte bu hafta Cilicia Valisi Cicero’nun Cilicia Mektupları ve diğer eserlerini tanıtacağız.
Cilicia, Güney Anadolu’da, Toros Dağları’ndan Akdeniz kıyılarına, Anamur’dan Adana’ya uzanan bölgenin antik adıdır. Cilicia’nın Toros tarafı Dağlık Cilicia ve Çukurova tarafı ise Ovalık Cilicia olarak bilinir. Pek çok doğal limanı barındıran Dağlık Cilicia, İskender’in seferinden sonra bölgede ortaya çıkan korsanların Akdeniz ticaretini tehdit edip yuvalandıkları bölgedir. M.Ö. 66 yılında Senato’nun özel yetkilerle donattığı Pompeius korsan gemilerini yok etti, Cilicia Eyaletini Roma’ya bağladı. M.Ö. 50’de ise ünlü devlet adamı Cicero, Cilicia valisi olarak atandı.
Cicero, devlet adamlığının yanı sıra savunma ve suçlamaları ile ünlü bir avukat, iyi bir hatip ve felsefe yazarıdır. Hitabet, felsefe ve politika üzerine yazıları, söylevleri ve mektupları Türkçeye de çevrilmiştir. Eserlerdeki açıklamalar ve açık kaynaklardan derlediğimiz bilgilere göre, Cicero, M.Ö. 106 ile M.Ö. 43 yılları arasında yaşamıştır. Asıl adı Marcus Tullius Cicero’dur. Cicero’nun adı, eski Latincede Kikero diye okunur, Hellence kaynaklarda da Kikero diye yazılırdı. Cicero, küçük nohut demektir; alaycı bir ifade içermesine rağmen Cicero tarafından şerefle benimsenmiştir. Latincede Fabius, Lentulus, Piro yani fasulye, mercimek, bezelye gibi isimler kullanan ünlü aileler de olmuştur.
Cicero, Roma yakınlarında yaşayan, zengin atlılar sınıfına mensup aristokrat bir aileden gelmektedir. Eğitimine önem verip, adet olduğu üzere Latince ile beraber Hellence de öğrendi. Roma’nın Doğu seferlerinde Atina’da, Bergama’da, Nicomedia’da, Amaseia’da ele geçirilip Roma’ya getirilen tarih, felsefe ve edebiyat kitaplarını okudu. Felsefe eğitimini Roma’daki Atina Okulu’nda tamamladı. Bu 300 yıllık Platoncu Atina Okulu, Roma Cumhuriyeti ile Pontos Krallığı arasındaki Mithradates Savaşları sırasında Larissalı Philo tarafından M.Ö. 87 yılında Atina’dan Roma’ya taşınmıştı. Cicero, Atina Okulu’nda arkadaş edindiği Atticus ile hayatı boyunca mektuplaştı. Günümüze kadar ulaşan bu mektuplar, Başak Çetin tarafından çevrilerek Gece Kitaplığı tarafından 2021’de yayınlandı.
Cicero, felsefe eğitiminin yanı sıra aldığı Roma hukuku eğitimleri sayesinde genç yaşta avukatlığa başlayıp, M.Ö. 80’lerden itibaren önemli davalar üstlendi. Kısa sürede yapığı savunma ve suçlama söylevleriyle ün saldı, halkın gözünde kahraman oldu. Bu davalardan birisinde diktatör Sulla’nın gözdesini suçlayınca, Anadolu’ya geçti. Bu vesileyle abartılı, duygusal, kelime oyunları içeren Doğu’ya özgü hitabet tarzını benimsedi. Kısa sürede devlet kademelerinde yükselerek Senatör oldu. Ardından da M.Ö. 63 yılında Roma Cumhuriyeti’nin en yüksek görevine, Consul olarak bir yıllığına atandı.
Consullüğü döneminde Cumhuriyet’in aristokratik yapısına karşı çıkanlarca hazırlanan bir darbe girişimini haber alan Cicero, devleti savundu, olaya karışanları idam ettirdi. Ancak halkın Cumhuriyet’e karşı hoşnutsuzluğu devam etti. Kazandıkları zaferlerle halkın umudu olan Pompeius, Crassus ve Caesar, M.Ö.60’ta Senato’ya karşı üçlü güç birliğini oluşturdu. Böylece, halkın dertlerine sözde çare olarak tek adam rejiminin yolu açıldı.
Aristokrasinin ve Cumhuriyet’in savunucusu Cicero, bir halk temsilcisi tarafından verilen bir yasa teklifi ile M.Ö. 58’de sürgüne gönderildi ve devlet yönetiminden uzaklaştırıldı. Bu vesile ile kendini Cumhuriyet değerlerini savunan çalışmalara verdi. Kendisini Platon ile özdeşleştirerek Caesar ile Pompeius arasındaki iç savaş sırasında politikadan uzak durarak felsefe ile uğraştı. Her iki lidere de tavsiyelerde bulunarak iç savaşın sonlandırılmasını istedi.
Cicero, Cumhuriyeti savunmak adına Platon’un Devlet ve Yasalar adlı eserlerini örnek alarak, M.Ö. 52’de devlet üzerine De Re Republica ve M.Ö. 51’de yasalar üzerine De Legibus adlı eserlerini kaleme aldı. Her iki eser de Cengiz Çevik tarafından Latince aslından çevrilerek, Devlet Üzerine adıyla 2014 yılında İthaki Yayınları ve Yasalar Üzerine adıyla da 2016 yılında İş Bankası Kültür yayınları tarafından yayınlandı. Bu iki eser ve Cicero’nun çevirisini yaptığı diğer felsefi eserler, Antik Çağ kültürünün Roma’da yaygınlaşmasına öncülük etti. Bu eserler klasik yazarlar tarafından 1300’lerde yeniden keşfedilerek Aydınlanma döneminin ve sonrasının yazarları tarafından da kullanıldı.
M.Ö. 50 yılına gelindiğinde yeni bir yasa nedeniyle vali bulmakta zorlanan Senato, Cilicia’ya valiliği görevine Cicero’yu atadı. Cicero, istemeyerek de olsa aldığı bu kısa süreli görevi sırasında devlet adamına yakışır bir yönetim sergiledi. Ancak Cicero’nun ve Cumhuriyet yanlısı aristokratların çabaları yeterli olmadı. M.Ö. 49’da Julius Caesar, Gallia fatihi olarak Roma’ya döndü ve tek adam olarak idareyi ele geçirdi. Ancak bu egemenlik uzun sürmedi. Senato’nun Cumhuriyetçi kesimi bir tertip düzenledi ve hepimizin bildiği gibi, Julius Caesar, Cumhuriyet düşmanı olarak Brutus tarafından Senato’da öldürüldü. Cicero, Julius Caesar’ın Cumhuriyet taraftarlarınca öldürülmesine doğrudan katılmadı. Ancak bu eylemi, devletin ve rejimin iyiliği için haklı gördü. De Officiis yani Yükümlülükler Üzerine adlı eserinde belirttiği gibi, gerekirse tiranın da öldürülebileceğini savundu.
Julius Caesar’ın ardından tek adamlık hayalleri kuran Marcus Antonius’a da aynı şekilde karşı çıkan Cicero, Brutus ile mektuplaşarak Cumhuriyeti yeniden kurmak için tavsiyelerde bulundu. Son olarak Roma’da birey, toplum ve devlet düzeni üçlüsünü ele alan, gümümüzde de değerini koruyan bir eser kaleme aldı. Bu eserler de Cengiz Çevik tarafından çevrilerek İş Bankası Kültür Yayınları tarafından son senelerde yayınlandı. Ancak Marcus Antonius ve Julius Caesar’ın yeğeni Octavianus, Cumhuriyetçileri fişleyip, teker teker yok etti. Cicero da bundan kaçamadı. Büyük beklentilerle Antonius’a karşı desteklediği Octavianus’un ihanetine uğradı. M.Ö. 47’de saklandığı yerde Octavianus’un askerleri tarafından bulunup öldürdü. Brutus da Antonius’a yenilince M.Ö. 42’de intihar etti. Böylece Cumhuriyet’in güçlü savunucuları yok oldu, meydan Octavianus’a kaldı. Octavianus, Antonius ve Cleopartra’yı yendi, Mısır’ı Roma’ya kattı ve Augustus ünvanını alarak Roma Cumhuriyet dönemini kapatıp, ilk Roma İmparatoru oldu.
Şimdi, Cicero’nun Cilicia valiliği sırasında yazdığı mektuplara geçmeden önce Farya Faraji’nin Akdeniz’de dehşet saçan Cilicialı korsanlardan esinlenerek bestelediği, Latince sözler içeren, eski zaman müzik aletleri eşliğinde seslendirdiği “Akdeniz’in Korsanları” adlı epik Roma müziğine kulak verelim.
Açık Radyo, 95.0, Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programındayız. Cilicia Valisi Cicero’nun M.Ö. 51’de Cilicia Valisi olduğu dönemde yazdığı mektuplardan yola çıkarak, bölgedeki gelişmelerden ve Cicero’nun bunlara karşı aldığı önlemlerden bahsedeceğiz. Cicero’nun neredeyse günü gününe yaptıklarını takip edebileceğimiz mektupları nedense henüz Türkçeye çevrilip yayınlanmamıştır. Yurdumuz için çok önemli bilgiler içeren bu eserin eksikliğini, Cilicia Mektupları’nı konu alan makalelerden yararlanarak telafi etmeye çalışacağız. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Murat Tozan’ın ‘Cicero’nun Cilicia Valiliği’ adlı makalesine değineceğiz.
2016 senesinde Cedrus dergisinde yayınlanan bu makalede önemli bir askeri tecrübesi olmayan Ciceron’un yanına geniş askeri, adli ve mali bir kadro alarak bölgeye intikal ettiği anlatılmaktadır. Suriye tarafından her an bir Parth saldırısı beklenmesi nedeniyle askeri yönden tecrübeli komutanları yanına alan Cicero’ya oğlu, kardeşi ve kardeşinin oğlu da eşlik etmektedir. Cicero’ya ayrıca yazıcı, yardımcı, danışmanları da eşlik etmektedir.
Büyük bir hevesle Syria Valisi olarak atanan Crassus’un Parthlara yenilmesi nedeniyle Doğu sınırında bir boşluk oluşmuştu. 1 Mayıs’ta Roma’dan yola çıkan Cicero, ilk hedef olarak Doğu sınırından gelebilecek tehlikelere karşı ordusunu Konya Ovası’nda toplamak üzere Ephesos üzerinden kara yolu ile 31 Temmuz’da Denizli’deki Laodikeia’ya ulaştı. Apameia, Synnada, Philomelion üzerinden de 24 Ağustos’ta İkonion’a yani Konya’ya vardı. İkonia’da mevcut ordu birliklerini topladı ve civar eyaletlerden gönüllü askerlerle ordusunu güçlendirdi, gerekli tahılları depoladı. Galatia Kralı’ndan gelecek müttefik birlikleri ile birlikte 24 bin piyade, 5 bin 200 süvariden oluşan bir askeri güç kurmayı planladı. Ancak bu bile Parth’tan gelecek muhtemel bir saldırıyı engellemekten uzaktı.
Bu sırada Parthların Fırat Nehri’ni geçtiği haberi geldi. Cicero, Kybistra, Konya Ereğlisi’ne giderek saldırının nereden geleceğine göre hareket etmek üzere beklemeye başladı. Bir taraftan Kappadocia Kralı III. Ariobarzanes’i kardeşinden gelen tehditlere karşı korumaya çalışırken, diğer taraftan Brutus ve Pompeius’un isteği üzerine Cappadocia Kralı’na verdikleri borçları tahsil etmeye çalışıyordu. Ayrıca Brutus’un isteği doğrultusunda Cappadocia’daki askeri birliklerin komutasına Brutus’un temsilcisini getirdi.
Cicero, görevinin sonuna doğru yazdığı bir mektupta Brutus’un Krala verdiği borçların bir kısmını tahsil ederken, Pompeius için ancak söz alabildiğinden bahsediyordu. Bu arada Path birliklerinin Armenia ile birleşip Ovalık Cilicia’ya saldıracakları haberi de geldi. Cicero, derhal ordusunu Tarsus üzerinden Amanos Dağlarına doğru yöneltti. Bu arada Parth tehlikesinin beklenmedik bir şekilde sona erdiği haberi de geldi. Cicero’nun komutanlarından birisi, Crassus’un ordusundan kalan birliklerle Adıyaman civarında Parth birliklerini bozguna uğratmıştı. Böylece geçici de olsa tehlike bertaraf edilmiş, sıra Amanos Dağları’nda henüz fethedilmemiş yerel toplulukların ele geçirilmesine gelmişti.
Bu seferlerde de başarı sağlandı. Önemli miktarda esir alınıp, köle olarak satılarak Roma hazinesine 120 bin akçe gönderilirken, ganimetler askerler arasında paylaşıldı. Tarsus’a dönen Cicero, sefer dönemi bittiği için kış boyunca eyaletin idari ve adli meseleleri ile ilgilenecekti. Gündemde Cilicia eyaletine bağlı olan Kıbrıs’a Brutus’un %48 bileşik faizle yasal ve vicdanı sınırları fazlasıyla aşan bir oranda verdiği borcun tahsil edilmesi meselesi vardı. Üstelik bu borcun tahsili için Brutus’un adamları Salamis Kent Konseyi’ni ablukaya almış ve beş konsey üyesinin açlıktan ölmesine sebep vermişlerdi.
Daha Cicero Ephesos’a iner inmez Salamis’ten gelen heyet, bu yaşanan olayları anlatıp yardım istemişlerdi. Cicero, derhal atlı birliklerin adayı terk etmesini emredince Salamisliler onu sevinçten göklere çıkartmışlardı. Brutus, şimdi mektup göndererek hem borcunun yüksek faizle tahsilini hem de askerlerinin tekrar adaya gönderilmesini istemekteydi. Cicero, atlı birliklerin gönderilmesini reddetse de faiz konusunda ısrarcı olan Brutus ile arasını bozmamak için bu konuyu olduğu gibi bıraktı.
Cicero, eyaletin diğer bölgelerindeki işlerle ilgilenmeye devam etti; Ekonomik sıkıntı içinde olan bölgelerin masrafa girip Roma’ya heyet göndermesini yasakladı; önceki valilerin halktan çeşitli bahanelerle vahşice topladığı ek vergileri gözlemledi; yapılan inşaatları durdurarak inşaatlar için ek vergi alınmasının önüne geçti ve önceki valinin bu konudaki şikayetini dikkate almadı.
Cicero’nun mektuplarından anlaşıldığına göre, Devlet ve Yasalar’a ait kitaplarda tarif ettiği kuralları bizzat uygulama imkanı buldu. Eyaletteki yönetimin adalet, öz denetim, merhamet, ulaşılabilirlik, ölçülülük kavramlarını uygulamaya koymaya çalıştı. Emrindeki personeli büyük tevazu ve öz denetim içerisinde olmaları yönünde uyardı. Kendi yönetiminin eyalete en ufak maddi yük getirmemesine dikkat etti. Yasaya göre, Romalı devlet görevlilerinin eyaletlerden barınma yeri, yakacak odun, tuz, hayvanlar için saman, ve günlük yiyecek ve içecek talep etmesi mümkün olmasına rağmen, Cicero bunların neredeyse hiç birini talep etmedi. Gittikleri yerlerden sadece yatacak yer ve başlarını sokacak bir çatı istiyorlardı. Cicero masraf olmaması için kentlerin kendi heykelini dikmelerini ya da kendi adına kutsal alan oluşturmalarını yasaklamıştı.
Cicero, daha Roma’dan yola çıkmadan uygulayacağı kuralları belirten iki bildiri yayınlamıştı. Birincisi, eyalet yönetimi ile ilgili olup, kentlerin mali durumu, borçlar, faiz oranları, iş akitleri gibi vergi memurlarını ilgilendiren konuları içermekteydi. İkincisinde ise miras paylaşımı, mülkiyet hakları, hak sahiplerinin belirlenmesi, mülkiyet satışlarını belirten kurallar bulunmaktaydı. Diğer konularda Roma’da yayınlanan bildirilere uyulacaktı.
Cicero, bunları hazırlarken ünlü hocalarını örnek almaktaydı. Cicero’nun örnek aldığı en önemli husus, eyalet içerisindeki kent devletlerinin iç yönetimlerinde özgür oldukları ve kendi vatandaşları aralarındaki davaları kendi yasalarına göre kurulan mahkemelerde görüleceği idi. Bir diğer madde ise, şartları iyi niyet içermeyen, tarafların makul bir şekilde karşılayamayacağı maddelerin geçersiz sayılacağıydı.
Bildiriye vergi memurlarının isteği doğrultusunda bir madde ekledi. Bu maddeye göre, eyaletlerin giderleri azaltılacaktı. Vergi konusunda eklediği bir diğer madde, birikmiş vergi borçları ile alakalı idi. Birikmiş borçların belirlenen tarihe kadar ödenmesi durumunda yıllık %12 faiz uygulanacak, vergi borcu zamanında ödenmez ise vergi memurları ile toplumların arasında daha önce varılan anlaşmalardaki yüksek faizler uygulanacaktı. Böylece iki tarafı da memnun ederek birikmiş borçların tahsil edilmesini sağladı.
Cicero, kış boyunca eyaletteki mahkemelerin davalarına baktı. Kent yöneticilerinin yaptığı yolsuzlukları ve zimmetlerine geçirdikleri paraları araştırmak için arşivlerde son on yılı kapsayan inceleme başlattı. Yolsuzluk yapanların suçlarını itiraf ettirdi ve paraların geri ödenmesini sağladı. Kötü geçen hasat nedeniyle kıtlık baş gösterince, Romalıların ve yerlilerin ellerindeki stokları paylaşmalarını ikna ederek sağladı. Roma’daki dostlarından gelen talepleri yönetim prensiplerine ters düştüğü için reddetti. Roma’da düzenlenen oyunlar için istenen panterlerin halk tarafından avlanmasına önce müsaade etmedi, sonra yetkili avcıları bu konuda görevlendirdi. Oyunlar için para toplanmasını talebini reddetti. Dostunun vergi bağışıklığı talebini kabul etmedi. Savaş mevsimi gelince Galatların, Toroslardaki Pisidialıların, Lykialıların desteklediği askeri birlikleri bir araya getirip Parth saldırısını karşılamak üzere Ceyhan Nehri üzerinde ordugah kurdu. Yine beklenmedik bir şekilde Parth ordusu iç çatışmalar nedeniyle geri çekildi.
Görev süresi bitince yerine gelen görevliyi ahmak ve sorumsuz bir genç olarak tanımlamakla birlikte yetkileri ona devreden Cicero, resmi kayıtları arşive teslim etti. Kendisine yasal olarak tahsis edilen paradan artan 10 bin akçeyi hazineye devrederek yanındakileri hayal kırıklığına uğrattı. Ağustos’ta Side üzerinden Roma’ya dönünce kendini Caesar ile Pompeius’u arasındaki gerginliğin ortasında buldu. Böylece Murat Tozan’ın aktardığı ‘Cicero’nun Mektupları’nın ilginç içeriğini de dinleme fırsatı bulmuş olduk. Umarız kısa sürede bu mektupların çevirileri de bir kitap halinde okuyucularımıza ulaşır ve bizlerle beraber kent yöneticilerimiz de 2 bin yıl önce yapılanlardan ders çıkarma imkanı bulur. Haftaya Syria Vali Vekili Hadrianus’da buluşmak üzere hoşça kalın.
Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programında adı geçen eserler:
- Cicero’nun Cilicia Valiliği, Murat Tozan, Cedrus, The Journal of MCRI Cedrus IV (2016), 105-126
- Yasalar Üzerine, Cicero, Cengiz Çevik, İş Bankası Kültür Yayınları, 2016
- Brutus ile Mektuplaşmalar, Cicero, Cengiz Çevik, İş Bankası Kültür Yayınları, 2022
- Yükümlülükler Üzerine, Cicero, Cengiz Çevik, İş Bankası Kültür Yayınları, 2013
- Devlet Üzerine, Cicero, Cengiz Çevik, İthaka Yayınları, 2019
- Atticus Mektupları, Başak Çevik, Gece Kitaplığı, 2021